firma rehberi scripti v3
Bir Rüyadan Uyanmak / Fatih Yılmaz 08/10/2014

YaÅŸananların zorlukları, çıkmazları ardından insan bir soluklanma anı yakalarsa bu insana bir rüya gibi gelir. Bundan hiç uyanmak istemez. Bu gelinen süreçte böyle olmuÅŸtur. Åžu yüzyılda insanın durumu böyle. Gerilim, öfke, nefret, çekiÅŸme, çatışma, savaÅŸ ve kan dolu kısır döngü baÅŸ döndürüyor, bütün insanlık bundan nasibini alıyor. En çok da Müslümanlar bu ağır yükün altında. Müslümanların iÅŸi zor, iÅŸi karmaşık. BaÅŸsızlık, lidersizlik, sadece kendi akıllarıyla yetinen maÄŸrurlar ordusu, kimseyi görmeme, bilmeme, dinlememe, anlamama gurur ve gafleti yoÄŸun.

Dert ortağı olanlar az. Olan gibi görünenlerin heybeleri, çıkınları çıkar yüklü. Gözleri hep o kefede. Kendilerine ne düÅŸer nasıl hisse edinebilir ne kapabilirler duygusunda. Dert ortaklığından çok çıkar ve pay kapma duygusu baskın. Mazlum kim, zalim kim, maÄŸrur ve gariban kim bunların hiç biri fark edilemiyor. Kimsenin kimseyi gördüÄŸü yok. Mazlumu gören bilen olsa da onun hâlinden anlamıyor. Nefret, öfke ve kanın gözleri bürüdüÄŸü bir zamanda güzellik ve iyiliklerin fark edilmesi beklenmemeli. İnsan ruhunda köklü bir deprem olmalı. Sarsıcı bir deprem yaÅŸanmadıkça kendine gelinecek gibi de görünmüyor.

Derdi olanlar, birbirinin hâllerinden anlayanlar ise bir kapanın içinde. Kime neyi nasıl anlatacaklar, bilinmez. Anlatsalar duyulmaz, göstermeye çabalasalar görünmez. Gene de onlara çok iÅŸ düÅŸüyor. Asla yılmadan, usanmadan, bıkmadan bildik yoldan ayrılmadan, istikametini bozmadan, azimle yol almalıdırlar. İnsanlığın kurtuluÅŸu için bu zorunlu. Dünyanın bütün yükü onların omuzlarında. Onlar kalplerinden ve ruhlarından gelen sevgiyle yollarını sürdürmelidirler. Kendilerini azınlık, küçük görmeden en büyük bir eylemde bulunduklarının bilincini taşıyarak yolculuklarını sürdürmelidirler.

Zamanın çarkı hızlı dönüyor, baÅŸ döndürücü. Egemenlerin, güçlülerin varlık duygusu, görüntüsü asla bu ülkü sahiplerini yollarından etmemeli, vazgeçirmemeli. Büyük eylemler ancak böyle gerçekleÅŸebildi.

 

 

Biz yetim ve yalnız gibi görünen bir Peygamberin ümmetiyiz. Biz olmazların oluÅŸunu yaÅŸayan Sevgili Efendimizin izindeyiz. Ayak bastığı o kum taneleri bize çok ÅŸey anlatıyor. Onu biliriz. O kum tanelerinden Efendimizin büyük yolculuÄŸunun kan ve ter ile karılmış bir hamuru bulunuyor. Biliyoruz ki, biz azimle o istikamet üzere oldukça asla kaybedenlerden deÄŸiliz. Biliyoruz ki, biz yol aldıkça, yol ayaklarımızın altından hızla kayar gider. Bir zaman sonra kendimizi hedefimize varmamış olarak görmesek bile o yolun sürdürücüsü olma bahtını yakalamış oluruz. Biz yolu sonuna kadar götürmesek bile o yol üzerinde olanlar yolculuklarını sürdürecekler. En küçük sapma, kırılma, hayal kırıklığı bizi yolumuzdan edebilir.

DiÄŸerleri ne yapıp ediyor umurumuzda deÄŸil. Onların gafletleri, hıyanetleri ile zaman geçirecek deÄŸiliz. Kendimizi boÅŸ iÅŸler ile görevli bilmeyiz. İşimize bakmak, yolumuzu sürdürmek bizim asıl iÅŸimiz. Derdimiz var, çabamız var, yolumuz var, açıkçası davamız var. Var olan bu güzellikler ile hemhal oluÅŸumuz yoÄŸunlaÅŸmamız bizi anlamlı kılar. Varlığımızı ancak böyle anlarız. Yoksa gururun, kibrin, nefretin çölünde birer kum tanesi iÅŸlevine sahip oluruz. Ne kendimize bir hayrımız olur ne insanlığa. Ancak çöllerin maÄŸdurlarının gözlerine kurÅŸun gibi saplanan kum taneciklerinden biri oluruz. İşlevimiz bozmak olur.

 

Derdi ve sevdası olan çöllerin zorluklarına katlanarak o kum taneciklerinin fırtınaya dönen alaboralarına aldırmadan olabileceÄŸi kadar zorlukları aÅŸmasıdır. Yoksa bu yola bu zorluklara katlanılmadan baÅŸka nasıl yol alınabilir ki baÅŸkalarıyla uÄŸraÅŸarak oyalanmaktan baÅŸka hiçbir ÅŸey yapmamış oluruz. Zamanımızı tüketir ve çenemizi yorarız ancak.

 

Biz güzellikler düÅŸünde yol almaya bakalım. Ötesi bizim umurumuzda olmaz. Mazlumun yanında olalım yeter. Egemenlerin heyheylerinden gururlarından, kibir ve öfkelerinden, nefretlerinden uzak duralım. Onların baÅŸ belâsı hâllerine ortak olmayalım, kendimizi gıybetten de koruyalım. Bu bile bir hünerdir, uzak durduÄŸumuz sürece bu da bize yeter.

Bu yazı 2876 kez okundu.
Yazarın Tüm Yazıları
  1. 1. Zekanın Türleri (1344 kez okundu.) - 29/09/2014
  2. 2. Bir Rüyadan Uyanmak (2877 kez okundu.) - 08/10/2014
Facebook Yorumları